Kısa Kısa - 1

,
Kısa Kısa - 1

Dünya Yolsuzluk Endeksi diye bir olay var,  Ecnebicesi Corruption Perceptions Index Transparency International isimli Alman menşeli bir firma tarafından ölçülüyor. Güvenilirliği boyutuyla oldukça eleştiri olan bir istatistik olsa da, belirli oranlarda her ülke için siyasal ve kamusal gücün kişisel çıkarlar için kullanımı oranını çıkarıyor ve ülkeler arasında yıllık olarak tutulan bir istatistik..  
Benim değinmek istediğim mevzu ise listedeki Müslüman ülkelerin konumu.
Başı Yeni Zelandanın çektiği listede, ilk 50 sırada sadece 4 müslüman ülkeye rastlıyoruz. (Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Brunei ve Bahreyn). En kötü dereceye sahip 50 ülkenin ise 23 tanesi müslüman ülkeler. Canım ülkem ise 10 üzerinden 4.4 puanla, 183 ülke arasında 61. sırada yer bulmuş kendisine.
Daha detaylı bilgiye ve metedolojiye aşağıdaki adreslerden ulaşılabilir;
http://en.wikipedia.org/wiki/Corruption_Perceptions_Index
http://cpi.transparency.org/cpi2011/results/
http://www.transparency.org/research/cpi/overview#interpreting4
***


Avcılar-Beylikdüzü metrobüsü, yaklaşık 10 aylık bir gecikmenin ardından.. 

Pardon; bunları daha önce de yazıp-çizmiştik, konuşmuştuk. Sonuç yine hüsran. Aşağıdaki video herşeyi anlatmaya yeter sanırım;
http://webtv.hurriyet.com.tr/2/37276/0/1/metrobus-gelmeyince-yolu-kesip-isyan-ettiler.aspx
Yazik; bu kadar yatırım yap, halk aylarca eziyet çeksin, sonuç yine hüsran..
Kalabalık, her gün meydana gelen kazalar dışında, aktarma olayı bambaşka bir karın ağrısı. Saat 6-10 ve 16-21 haricinde Beylikdüzünden yola çıkan bir kişinin Anadolu yakasına geçebilmesi için 3 otobüs değiştirmesi gerçekten tuhaf. Tabi eviniz metrobüse yürüme mesafesindeyse, metrobüse kadar bir vasıta daha kullanıyorsanız işiniz bir kat daha zor.
Metrobüs kesinlikle insancıl bir taşıma sistemi değildir. Bu laf uzar gider..
Eski SSCBde nüfusu milyona yaklaşan şehirlerde metro proje çalışmaları başlar ve planlaması yapılırdı, şimdi soralım istanbulun nufusu milyonu geçeli kaç sene oldu o kadar devlet kurumları buralarda çalışan bürokratlar, planlamacılar, mühendisler ve geçen o kadar hükümetler hangi birisinin metro gibi bir derdi vardı? Bırak metroyu bir sokağa evleri aynı hizada dizmeyi bile beceremedik, halada beceremiyoruz, bu başıboşluk kanun tanımazlık her yere sirayet etmiş. Bütün bunları sorgulamayıp bir günah keçisi aramak aha hepsi bunun yüzünden demeye ne nedirki acep?

Bu yüzden, Kadir Topbaşa da çok yüklenmemek lazım.
Yine de; Sayın Topbaş; kaldırım taşı döşemekten daha karmaşık bir işi elinize-yüzüne bulaştırmadan yapabildiğinizi görüp sizi alkışlamayı gerçekten çok istiyorum!
Zamanında Savaş GENÇ, Bir ülkenin medeniyet seviyesinin en önemli göstergesi trafiktir gibisinden bir kelam etmişti.
Çok doğru.
İstanbuldaki Metrobüs hattımızın uzunluğu 50 km. Günlük taşınan yolcu sayısı 900 bin civarı.
San Francisco metrosu 167 km! Günlük yolcu sayısı 400 bin.
Chicago metrosu 173 km! Günlük yolcu sayısı 700 bin.
***

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. E. Rennan Pekünlü 

Meslektaşları göktaşlarını, gezegenleri görüntülerken, O; üniversitedeki başörtülü kızları görüntülüyordu..
Tarih bunu da yazsın.. 

***

Tarih ve nispeten yakın tarih..
Avrupada Rönesans öncesi üzerlerinde yoğun baskı ve zulüm uygulanan bilim adamları, ülkelerini terketmeye zorlanmıştır ve ülkelerinden kaçan bu ilim adamlarına Fatih Sultan Mehmet Han sahip çıkmıştır.
Bu ilim adamlarının bazıları İstanbulun fethinden önemli görevler almış, bazıları ise çeşitli külliyelerde insan yetiştirme görevine getirilmiştir.


27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinden sonra ise milyon tane sanatçı, bilim adamı ve aydınımız cunta baskısından kaçarak Batı Avrupa’ya, Sovyetlere ve Amerikaya sığındı.
***
Ekonomide sefalet endeksi (misery index) terimi; bir ülkenin işsizlik oranı ile enflasyon oranının toplamından elde edilen rakamdır. Bazı ekonomistler tarafından çok değer atfedilmese de, kimilerine göre bir ülkenin ekonomik gidişatının en önemli göstergesidir.
Türkiyenin Sefalet Endeksi; 1980 yılında 122.8i bulmuş; bu rakam 2010da 17.4e düşmüştür.
Türkiye; 1980-2010 yılları arasında en büyük değişimi yaşayan ülkedir, yüzdelik bazda.
2001 yılında yaşana krize rağmen.
Sorumluları takdir ederim. 

***

Benim bugüne kadar duyduğum en iyi zenginlik tanımı Murat MENTEŞe ait.
Zenginlik, kimsenin senden alamayacağı değerlerin toplamıdır. Senin bilgindir, ahlakındır, özgüvenin, terbiyen, letafetin, tebessümündür. 
İnsanlar kitap okumakla zenginleşir. Milyarderlik kimseyi muhtaçlıktan sıyırıp almaz.
Cahil, kibirli, muhteris, açgözlü, yılışık, zevksiz kimseler sırf kasaları yeşil kağıtlarla dolu diye zengin falan değildir.
Yunus Emre zengindi, Nikola Tesla, Dostoyevski, Neşet Ertaş? zengindi.
Fazla para illetinden / hevesinden kurtulmadıkça, yoksulluk belasından kaçamayız.
Yoksulların ıstırabı, her şeyden çok, milyonerlerin sığlığından kaynaklanıyor.
Milyonerler emeğin değerini inkar ederek, kendilerini de kuşatan bir çürümeyi örgütlüyorlar.
Medya, ordu, hükümet, halk eleştirilirken, işadamları neden muaf tutuluyor?

Parayı bastırıp cehennemde dondurma yiyebilecekleri için mi?
Fazla mal göz çıkarmaz diyen, görme yetisinden zaten mahrumdur.
Servetin kriminal ve pornografik niteliğini bile görmüyorlar.
Paranın fazlasından vazgeçmek? büyük bir fedakarlık mıdır?

Yine de bu konu gündeme gelince, kimilerinin feleği şaşıyor. 

İnanamıyorlar.
Paranın yörüngesinden ayrılırlarsa uzay boşluğunda kaybolacaklarını sanıyorlar.
Finansal obezite yüzünden beyinlerine oksijen gitmiyor.
Ya paranı, ya canını! tehdidi almış gibi davranıyorlar.
Paraları azalırsa, cansız oldukları anlaşılacak diye korkuyorlar.
***

KPSS hazırlık dershanesinde öğretmenlik yapan bir tanıdığımın söyledikleri çok manidar.
Eskiden insanlar mülakatlara girmeden önce fellik fellik Ankaradan tanıdık ararlardı.
Şimdi herkes deli gibi Cemaatden tanıdık arıyor.
***
Son Söz : 

Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz 
Dünya senin vatanın mı yurdun mu?

Neşet babaya selam olsun!
***
Ömer İLYASLI